Öğretmenin Ders Zili (!)

Ortaokul yıllarında yaşamış olduğum ve hâla anlamlandıramadığım bir anımla başlamak istiyorum. Her zaman olduğu gibi ders zili çaldıktan sonra hâla koridorda öğrenciler vardı. Nöbetçi öğretmen öğrencilerin sınıflara geçmeleri için oradan oraya koşuşturuyordu. Sonra büyük bir bağırış sesinin ardından hâla koridorda olan sınıf arkadaşlarımdan biri ağlayarak içeri giremedi*. İçeri giremedi çünkü okul müdürümüz tarafından tekme tokat darp edildi. 13-14 yaşlarında olan bu kız çocuğun suçu ders zili çaldıktan sonra hâla koridorda olmaktı. Tabi daha önceleri de bugünden sonra da ve hâla da öğrenciler ders zili çaldıktan sonra bu şekilde sınıflara tıkıldı ve tıkılmaya devam etmekte. Peki ya öğretmenler? Doğru, onlar öğretmen(!) Tekme tokat öğretmenler odasına dalıp neden hâla buradasınız diyecek hali yok müdürün. Ya da ders zili çalmadan sınıfına koşup ders zili çaldığında sınıfında derse hazır olan öğretmenin hâla teneffüse devam eden öğretmen arkadaşını uyarması söz konusu olamaz. Çünkü onlar öğretmen(!)

Aslında bir çok insanın okul geçmişinde bu tarz anılara sahip olması maalesef ki normaldir. Normaldir çünkü okul müdürümüz de başta olmak üzere bu tarz davranışta bulunan öğretmenler hiçbir şey olmamış gibi öğretim hayatlarına devam etmişlerdir ve etmektedirler. Hatta öğrencilerden ders zili çaldığında sınıfta derse hazır bir şekilde bekliyor olmalarını istemektedirler.

Ders ve teneffüs saatlerine bakacak olursak, bir ders saati 40dk ve bir teneffüs saati 10dkdır ve ayrıca 1 veya 2 dakika öğretmenin geç gitmesini gerektiren bir zaman ayrılmamıştır. Nasıl ki öğrenciler için ders zili çalıyorsa aynı zil öğretmenlerin de sınıf yolunu tutmalarını gerektirmektedir. Durum böyle olunca öğrencilerin öğretmeni sınıfta derse hazır bir şekilde beklemelerini ummak ve umduğunu bulamayınca da küplere binmek mantık dışıdır. Tam tersine öğretmenin öğrencilerinin de kendi gibi hatta belki de daha fazla teneffüs ihtiyacı olduğunu, ders zili çaldığında derse hazır hissedemeyebileceklerini düşünmesi gerekir. Hem zaten öğrencilerle aynı zamanda derse girdiğinde, kendisi ve öğrencileri için derse hazır hissetmelerini sağlayacak küçük etkinlikler düzenlediğinde öğrencilerin de bu davranışı alışkanlık haline getirmelerine daha iyi yardımcı olacak ve böylece öğrencileri ile ilişkisini sağlamlaştırmış olacaktır.

Ayrıca bir öğretmenin öğrenci için bir çok şeyi ifade ettiğini de unutmamak gerekir. Öğretmen öğrencinin yerine göre ailesinden daha fazla vakit geçirdiği, ihtiyacı olan bilgiyi alma ve başarılı olabilmek için ilgisine, sevgisine ve kabulüne ihtiyaç duyduğu,  belki de hayatı boyunca yaşamını şekillendirecek en büyük kalıcı izi bırakacak kişidir. Öğretmenin her türlü tutum ve davranışı öğrenci için bir model oluşturur. Öğretmenin öğrencisine yaklaşımı öğrencinin hayatı boyunca karşılaşacağı insanlara yaklaşımını etkiler. İşte öğretmenin de bunların farkında olarak hâl ve hareketlerine dikkat etmesi en ufak bir yanlışının öğrenci üzerinde ne gibi tahribata yol açabileceğinin bilincinde olması gerekmektedir.

Yorumlar

  1. Ara sıra öğrenciyi okşamazsan terbiye olmaz ki Esra hanım!

    YanıtlaSil
  2. Tabii ki öğrenciyi okşayınız, seviniz...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder